gözlerim askıda bir yalnızlığı avutma telaşına düşünce dokunur ellerime sultan söğütlerinin kokusu tenimde yurtsuz telaşlar çoğalır her akşam ve bir gül savrulur yağmur sonrası
Yazar: AKİF DUT
DİRENMEYİ DENEYEN ŞEHİR
direnmeyi deniyor yokluğun kıyısında yorgun bir şehir altı yüz gün geçti yürüsek varırdık taş alsak avcumuz dolusu düşen taşları alıp sınır yapsak yine at/sak
U/yanan Takvimler
yine bir takvim u/yanıyor dağların derinliğinde bulut gölgesinden dağılır gibi beklemekten yorulan bin selamla gelip kurulur mevsimin tahtına eylülce hatıraların izi kaybolmadan daha sesinden
Yolun Düşünü Görmek
geceyi bekle kalbini kur sesini sabırla içinde büyüt gökyüzüne dön aydınlansın dilin uyansın diz/e/lerinde yaşama türküsü bir pınarın yalnızlığına dokun susuzluğunla düşlerini sar simsiyah
Savrulur Gibi
2025 mezunlarına… buruk izler bırakıyor yolun yükü omuzlarına yerini arıyor son zil sesiyle yorgun adımların kaçak gülümseyişler yurduna dönerken yüzün ikindi telaşı serpiliyor ağaç
DAR ZAMANLAR
gitmelerden arta kalan yorgunluk soğuk ve metalik seslerle dokunuyor yaralarıma soluk soluğa peşine düştüğüm hayal gibi yerini unutuyor sayfalarca tutuşan bakışlarım sayfalar kapanıyor ben
EMANET KOKULAR
bir çiçeği koklayacak gücümüz yok artık yürüyerek tamamlarız günleri sırtımızı dayadığımız dün eksilir pencerelerden yana yakıla tüketiriz yönleri artık hiçbir şey eskisi gibi ölmez
GÜZ AVUTAN BAHÇELER
bir ayrılığın döşünde bırakıp git saçlarını dağınık kelimelerin yası başlasın yıkılınca hüzünden evi şairlerin güz avutan bakışlarıyla öylesine sus/kun nehirler gibi b /aksın sayfalara








