– MUSTAFA IŞIK
*
kara gözleriyle bir geyik
su başında / yerle gök arasında
yedi dağın eteğinde
sana çok benzeyen peri düşünde,
canhıraş sesiyle bir üveyik
başımı kaldırdım, dağlar yüksekti
çok uzak menzildi göğsün,
kaçış mı balığın karnına
saklanmak dağlar ardına,
canım canına sığınmak istiyor
ulaştırsın beni bir ala geyik
yakıştırmadım, kırılganlığımla
dünya denen bu kamburu, sırtıma
göğe soralım kuşların hesabını
bir anıyım, tozlanırım
habersiz giden güz yaprağında
kim durduracak şimdi zamanı
koynumda on parmağıyla iki eli
biri beyaz / biri siyaha boyalı
yudum su gibi içildi güneş
cam ardı yağmurla ıslanmaya
çatlamış toprak hevesli
ey kırk yamasıyla penceremiz
açıl, göç vaktine az kaldı.