duvarları sırdaş bilip kendine içini güzel koyanı görmek mümkün müdür sevilirdi oysa baharında açan nazlı çiçekler bildiren bir kimse olsa da olmasa da etrafında
MANŞET
BALON
Yeni perde, yeni oyun… Güneş köşesine çekilir, ay belirir. Sokak lambaları içimizdeki karanlıkları aydınlatmak için var olur. Kaldırımlar: suçlarımızı taşımak, ağaçların yaprakları sesimizi bastırmak
ORTA DOĞULU KIZIM
Orta Doğulu kızım, değişmez kaderim her doğanla doğar, göbeğimi kendim bağlarım yazgımda siyah eller kimi saçlarımdan tutar kimi eteğimden yüreğim çaput yüklü dilek ağacı
FİLİSTİN ÇAĞILTISI
su yürüdü dallara çağ durdurulamaz gayrı evimiz sıcacık, yuvamız mutlu, karnımız tok, huzur dolu. giysileriniz kalın, ayaklarınız kuru, filistin’de çocuklar, gözleri yaşlı, yitik
DÜŞ DOLAŞIYOR
* Sende süre bende ömür biterken Kirpiğin ucunda yaş dolaşıyor. Bağ bozumu bağda bülbül öterken Gökte bir alıcı kuş dolaşıyor. * Boşa duman tütmez
TERSİNE DÖNEN ÇARK
Çarkların dişlileri arasında mekanikleşen insan hayatı, varlığın akışının zıddına hareket etmeye ve sonunda arızaya sebep olacak şekilde ilerlemeye devam ediyor. Belki de çarkların gövdesinde
KLİŞE DÖNGÜ
işgalci yaralar karantinada izimizi süren şüphelilerin odasındayız gül dikenleri batıranların orantısız yönlere evrilmişti hesaplar ve planların ucundaki kurbanlar bizdik zarara uğrattığınız kaçıncı
YORGUN DUYGULAR
* Saklamışlar güneşi ardına Kafdağı’nın, Karanlıklar dans eder hüzünlü ak yüzümde. Renklerini çalmışlar garip gökkuşağının, Yıldızları dökülmüş kalmamış fer gözümde. * Yanağımı ıslatır düşen
DERBEDER
– Bağlamanın tellerinde Hüzünlerle gamlanırım. Eksiğim yâd ellerinde Vuslatınla tamlanırım. – Efkâr basar yüreğimi, Kırar gönül direğimi, Çok görürler ereğimi, Hasretinle demlenirim. – Yaralarım
DÜŞLEME
zaman sürüyor beni günlerinden gölgenin izini bulamıyorum hatıraların yeniden bir işaret arıyorum peşinden koşmak için şiirin adını bir maden işçisinden alıyordu gölgesi olmayan bir