– Bağlamanın tellerinde Hüzünlerle gamlanırım. Eksiğim yâd ellerinde Vuslatınla tamlanırım. – Efkâr basar yüreğimi, Kırar gönül direğimi, Çok görürler ereğimi, Hasretinle demlenirim. – Yaralarım
MANŞET
DÜŞLEME
zaman sürüyor beni günlerinden gölgenin izini bulamıyorum hatıraların yeniden bir işaret arıyorum peşinden koşmak için şiirin adını bir maden işçisinden alıyordu gölgesi olmayan bir
NEFİN
ey Muhammed’in göz aydınlığı özlem şehrinin başkenti ey vuslat busesi deniz kokusu uzak diyarların içli türküsü seher vakti pencereden dolan inşirah ey
Ayakkabı Boyacısı
yüzünde bir dünya ayak izi sende mi gittin hacı abi. hangi renkti hayalinin tuvali biliyorum siyah değildi elinde ki fırça sesinle boyardın sevgiliyi işte
NARÇİÇEK
– Dertlerimi eğirip kirmene sarıyorum, Kerem’in izindeyim Aslı’mı arıyorum, Dönüp dolaşıp yine hep sana varıyorum. Allah yazdıysa seni alasım var Narçiçek. Şu gönlümü dertlere
ACEMİ ŞAİR
volkanın devinen magması gibi yakarak her geçtiği yeri olabildiğince yakmalı kelimeler dağlamalı yüreği. acemi kalıyor sözcüklerim sanki yapmacık, sanki çiğ. heykeltıraşın; -bulamayınca aradığı ruhu-
RİYASIZ
“ben sana mahcubum yalnız sen bilirsin” kömürsü yanlarımı yonttuğum günden beri kınına sığmıyor iyimserlik kılıcım keskin tarafından akıyor soylu insan
Şiir Rengi
Sen ki aşk fotosentezi a. Yağmurlar giyinmiş bir zamanla geldik buraya benim üzerimde A d e m gömleği senin üzerinde Havva titremeleri Sonra
HANİFİ YILMAZ’IN “AŞKA MUHATAP SENSİN” ŞİİRİNE FARKLI BİR BAKIŞ
Günümüzde şiir, yeniden güç kazandı dersek yanılmış olmayız herhalde. Bir dönem şiirin de şairin de pek itibarı kalmamıştı madde ağırlıklı yaşayan dünyamızda. Ama son
DÜŞMEMİŞ
Kurt taksim eylerken dünya nimetin Koyuna, kuzuya pulu düşmemiş. Bağban bin bir türlü çekmiş zahmetin, Bülbülün bahtına gülü düşmemiş. * Kurtla yoldaşlığın bedeli vardır,