– İLKER GÜLBAHAR * Bir ses. Çikolata jelatininin avuçta buruşturulurken çıkardığı gibi bir ses. Tezgâhtarın yeni bir gömleği raflara yerleştirirken poşetinden gelen hışıltı gibi
Yazar
TANIMAMIŞIM
– HAŞİM KALENDER * İnsanlık kırk kilit ardında saklı Tanıdım sanmışım tanımamışım Doğrular şaşırdı kim dese haklı Tanıdım sanmışım tanımamışım * Gamlar sıralanıp sırtıma
AL BENİZLİ DÜŞ
– Mehmet Osmanoğlu * serpil ki burçlarından bulutlarla teninde hırçın okyanusların bağrında patla birden bu sahipsiz ağıdın eskiyen mateminde bir zırh devşir kendine gök
VER ARKADAŞ
– HAŞİM KALENDER * Ödünç yiyen kesesinden Yer arkadaş, yer arkadaş Deli belli mesesinden Dur arkadaş, dur arkadaş * Konanlar dünyadan göçtü Su tasından
Efsus’lu Havva Solosu
Yasin Mortaş * Havva ağır bakışlı imtiyaz sesi ateş sırçası ağla sen gök- boran boşalsın mezarlı bahçeye -uyku derini nehir nereye döküldü ah
ZEYTİN VE İNCİR
– İLKER GÜLBAHAR * sen de silkele gürbüz ağacı çocuk belki avucuna dua dökülür dudağının kenarında kurumuş çikolata izlerine aldırmadan her dilde sustuğun gibi
HÜZÜN ŞAFAĞI
– MEHMET OSMANOĞLU * iç ısıtan bakışla yüzünde soluklanan bir huzur esintisi gezdirirdi yanında çehresinde el emin sıfatından çizgiler kara bulutlara yer yoktu asumanında
GİDECEK MİSİN
– HAŞİM KALENDER * Canımsa istediğin al hançeri vur aha! Deli divane edip çıkıp gidecek misin? Kışımı bahar ettin yaza dönerken daha Yaptığını devirip
AFŞİN’DE ZAFER BAYRAMI NOSTALJİSİ: YETİŞ YETİŞEBİLİYORSAN!..
ŞEHRİN PARKLARI
– İLKER GÜLBAHAR * seslenir birbirine geçmeli parke taşlar arasına sıkışmış çelimsiz imgeler ve ince işçilikli kuş havuzundan yabanıl gözlerin sarkması olasıdır ya da