*Tayyib Atmaca
İnsan gönül aynasına bakarken
Zaman sınanmamış ustura olur
Farkına varmadan keser bir yeri
Ilık ılık kan akarken içine
Şerha şerha yarılırken dudağı
Kendi gözyaşını içiyor insan
*
Aramızda Tuna nehri akıyor
Biz yüzmeyi unutalı çok oldu
Köprülerse birer birer yıkıldı
Karşı kıyılarda ne olup biter
Ölen kim kalan kim haberimiz yok
Yalnız konup yalnız göçüyor insan
*
Sukut çarşıları çoktan kapandı
Sokağa döküldü yaramaz sözler
Herkes bir şey satmak için bağırır
Sesler sesi aşındırır durmadan
Tadı yok tuzu yok kelimelerin
Avcunda ne varsa saçıyor insan
*
Yokluk ne varlık ne kim dara düşmüş
Umurunda değil kimse kimsenin
Bahanesiz selam veren azaldı
Çalışmıyor kapıların zilleri
Hal dilinden anlayanlar kalmadı
Kendisinden bile kaçıyor insan
*
Günün yorgunluğu bir güne sarkar
Dünyanın yükünden canımız çıkar
Şükür makamına düşmez yolumuz
Çöpe gider bereketi sofranın
Varlık yokluk sınavından habersiz
Dünyanın içinden geçiyor insan
*
Herkesin defteri herkese yeter
Yazar tarihini kendi kendine
Hiç kimse kimseden kopya çekemez
Topraktan toprağa yol arasında
Sırasın bekleyen bir gonca gibi
Akşam solup sabah açıyor insan
*
Her doğan toprağa ölüm borçlanır
Ömürse arada verilen mühlet
Sorumluluk bilincinden uzakta
Geçen günler takvimlerden düşerken
“Gerisi angarya” işler bitiyor
Er geç ektiğini biçiyor insan
*
Dünyayı sırtında taşıyanların
Sürgünlüğü bir gün tamamlanacak
Gözünü gönlünü dünyada koyup
Binecek sessizce kişneyen ata
“Mal da yalan mülk de yalan” vesselam
Bir gün kanatlanıp uçuyor insan