KARANLIĞIN ARDINDA

 – FİLİZ KALKIŞIM ÇOLAK

*

çıplak ayakları değiyor geceden yüreğime

soğuk kesen hasretinin
mimozalara sinmiş şehrin ikrarında har
yanar karanlığın uç vermeyen renginde yalnızlık

gizli gizli konuşuyor menekşeler
tahta bavulundan yere saçılan ihanetini

yağmur yağıyordu aylardan mayıstı
sen derin uykuların döşeğindeydin

sokak lambaları meramından kararsızdı
ışık vermiyordu kalleşliğine topuklarının

kaldırım taşları sökülüyordu ciğerinden

duvarlarımda sızlayan izleri gidişinin

-ay tutuk günahının hicabında üşüyor bak

gölgede hâlâ titriyor güneş

ıslak gözlerinde denizlerin sabahlar

serçelerin senfonisi suskun gülün kanayan dudağında

göğün bakıra dargın sinesinde sancı
güvercinlerin kanatlarında ağırlığı

düşlerimden kaçırdığın kirpiklerinin-

yağmur yağıyordu şehrin ihtiyar kaldırımlarına dün akşam

menekşeler konuşurken duydum dönmüşsün

öylece bakmışsın

evimin çivit mavisi penceresine
yaklaşmışsın saçaklarımda ağır yaralı güvercinler üşüşmüşler yüzüne

yırtık bir çorabın kızıl ağına takılmış ayakların

düşmüşsün

çınlayan titreşimlerine sirenlerin

mimozalar söylerken rüzgâra
yıldızlardan utanç yağmış yüzüne

ay günahını çalmış ayak uçlarına

boynunu büküp kaybolmuşsun dipsiz kuytularında vaktin

tek bir söz söyleyemeden
kovmuşlar seni buralardan
oysa benim söyleyecek bir çift sözüm var sana

ey sevgili
karanlıkta kalmış yüreğimin sancısında şafak var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook
Twitter
YouTube
Instagram