– HÜSEYİN BURAK US
I
sarı siyah garbi yeliydim kara dereden akdeniz’e ileri
üşendim toplamadım kalbime konup düşenleri
kısa sesli güzellikler gördüm hatları az kirli yüzler hatta
utandım doldurmaya canımın içini eve geç kalınca
acıdım kendimi hatırlamaya girintili çıkıntılı hayatıma
kaşlarımı çattım ekşittim suratımı kocaman haritalarda
kısa sesli güzellikler gördüm hatları az kirli yüzler
durmadan çalıp kaçtım huzurun zilini şehir şehir
gördüm çiçekli eteklerde naylondan dikenler
basbayağı çocuktum adamlığına bahse girdim
sözler üzre mahcuptum böyle bir şeydim
aradım ağzını halimin köşeli parantezdi her yerim
yağmur yağardı omuzlarıma dedikodu der geçerdim
tüm renkleri karardım kendime mesela fatma’yı
biraz daha bereket versin sevgilim
-adnan pekak plaklarında cızırtılı yaşardı fatma o kadar beyazdı
mevsim değiştirip yas tutardı kardan ağabey yapardı kendine
yaz gelince i harfine benzerdi şöylemesine ipince
ilkbahar yaz sonbahar kış o kadar ince beyaz
kaderin bir dediğini iki etmezdi çadırlar kurardı tüm günlerine
kimse görmezdi ayın on dördünün ikiz olduğunu suların çok olduğunu
suların artık çok olduğunu med ve cezirin bir batında doğduğunu
oysa görürdüm ben kaput bezinin altında kızların boğulduğunu
kızların artık çok boğulduğunu
görürdüm bütün renklerden daha beyaz-