Salih SEZEN
–
O ağacın gölgesine güveniyordum en çok
ağaçtır yaşar her halükarda dedi diyeydi güvenim büyükbabama
nasıl çıkabilir ağaç büyükbaba sözünden
büyükbabanın sözüyle başlar kumar
O derdi ki başlar sıkışınca
başınız sıkışınca canınız
cemaller kararınca ciğeriniz
ciğerler yanınca
susayınca günler bir gün toprağa alüvyonlu
kıstıran her zaman yakalandığım yolu
örümcek ağıydı en kabadayısından
yakalardı yalanımı korkaklarınız
teslimiydi bayraksız bir köyün kusursuz
Kıbleye doğruluşu azami hızla döllenen leyleklerle
zambaklar arasından seğirtirken
bir yaban türküsü
ekmek gibi sızlar boynu vurulmuş bir güz üzümü
büyük babamın çıkınında debelenen
her dünyaya uzaktınız
ahşap merdivenli kondudan başlayan
Konduların avlusunda
tavşan doğururdu yeni tavsanları
gülerdi yeni çocuklar
hep sancıydı eylem doğada
hep yokuştu akvaryumu derelerin
her sedirin arkasında vardır aksi gibi
tavşan evleri
sözünüz cocuktu duyulmazdı
babadan kalma ağzınızla oynadığınız
oyuncağımdı kar tipileri
soyamazdınız kabuklarını tavlı camların
klavuzsuz akşamlarında çok arkası yarınların
çıplaktı dururdum ayaklarınızsız
çilek kokacak gibi olurdu yüzüm
çözülürdü bir leylak serinligine
dökülen sesinizden tarhana
Geçmişin en iyi dostu; son dönemin en iyi şairi…