Kaçmak
Sarı yaprakların inişi gibi
Gözlerimde hüzün oturuyor
Acı beni parçalıyor
Ve yaralar ısırıyor
gaddarlıkla dolu
İçimde kök salan hasret doluyum
bavulu alıyorum
Kalbimi uzak yerlere bırakıyorum
Gökyüzünün öfkesi yüzümde patlıyor
gözlerim titriyor
aklımda tekrar ediyorum
Biri beni gözyaşlarımın izinden bulacak…
Son
Bütün ayrılıkların sonunda sessizliğin tekrarına varırsın
Yalnız düşünceler yalnızlığında geçit töreni yapıyor
Ölü anlarla dolu
Ölü kelimelerle dolu
Ölü kahkahalarla dolu
Cırcır böceği senfonisi arasında
Anıları unutuyorsun
Mevsimleri unutuyorsun
Zamanı unutuyorsun
Sessizliğin tekrarına varırsın
tüm ayrılıkların sonuna…
sürgün
Pencereler her zaman karanlığa açıktır
Nefeslerini sayıyorsun
On yıl
yirmi yıl
Birkaç bölüm daha
Bitime kaç ay kaldı
Görüyorsun, yalnız acılara sürgün ediliyorsun
Bireysel acılara
Gülüşüne aynalar bile gülmez
Rüzgârlar bile saçlarını dağıtmaktan korkmuyor
Bilmiyorsun
Ya korkmalısın ya da umutlu olmalısın
Pencereler her zaman karanlığa açıktır…
*
– SOPHİA JAMALİ SOUFİ