VURGUN ŞEHİRLER

ne parklarda koşup oynayan çocuklar görülür

ne de burçların yavaş yavaş zamandan kayışı

ama biz öğrenmeliydik su üstünde yürümeyi

öğrenmeliydik dalgaların fırtınalar kopartacağını

 ***

atların kişnediği gecelerde uykusuz kalan analar

bilirlerdi atlar tepiştiğinde yorgun düşer gündüzler

mahzenlerde hayata gözlerini açan bebelerinin

gözyaşlarının sesini duyacak bombaların altında

 ***

bitmeyen kavgaların ortasında kalmış beldeler

şamar oğlanına çevrilmiş global bloklar arasında

bir de enkazlar içinde oyuncak arayan çocuklar

teneffüs ederlerdi caddelerin barut kokulu havasını

 ***

sessizliğe bürünen vurgun şehirlerde çocuklar

çiftelerden arta kalan manzaralara karşı sallanır

oysa çocuklar her vakit  akciğerleriydi şehrin

yüzlerindeki tebessüm temizlerdi kirli oyunları

 ***

kana susandığında yarası kanatılır bazı şehirlerin

o vakit semalarda adrese teslim olmayan füzeler

ürkütmesin sakın pervazlara konmuş güvercinleri

sonra üzülür elleri bom boş kalmış çocuklar

 ***

vurulan sokaklarına gece ay düşünce şehirlerin

savaş oyunları oynar çocuklar yaşama uğruna

oysa vurulan hep çocuklar olur ve yankılanır çığlıkları

bir de anaların yalnızlığın kıskacındaki ağıtları

 *

Yavuz Dinç

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook
Twitter
YouTube
Instagram