ben
yola bırakılmış güneşi
yürüten bir ateş olmalıyım
gördün mü
kaç kuşak koşmuyor ki atın sağrıları yara oldu
göç içmiş atlar zamana nasıl koşuldu
atlar ve turnalar nasıl yorgun içimde bir bilseniz
yollar kırgın bir yüz karanlığı kıvrılır kıvranır
eğilip baksak hayata nefessiz bir ney bir deveran kalır
dökülür sırrı içimdeki intifadanın ve atlar hayıflanır
içimdeki sessiz atlar nasıl nahif bir görseniz
atla yürüyenin sesi lale alevidir ve içlidir
her acının başı yaralı bir attır bilirim
gün düşer eyerlerin burcundan kanayan ikindidir
içimde küstürülen atın alnından bir öpseniz
her gün/ niçin
yorgun atlar geçidinde duruyor saatlerim
*
Yasin Mortaş