İlki her baharın
her çiçeği koklar
kopmuş sancılar konar toprağa
kuşlar gibi özgür bir yağmur diner
Koru nefsini
nefesini açarken küfür kokmasın
akşamları hecelerin
Son kederime kadar sevdim
son ederini bulamamış
yanlış açılan kirpiklerin sonu ateşli kadeh
Zehir gibi işlenir derine
o günahların zemherisi
çemberinde bin bir dövme gezinir
Issız dolunaylar beyaz olmaz
tepenin eteklerine oturmuş bir çocuk ağlar
masum ya
dinler yağmurlar sarılmak ister
Sızarken incinen bir damar mimarı
ağlarken şişen gözler
kuşkulu sabah tablosu
Okurken kitabı sonrasında yakarken avuçlarımı
seni de hatırlarım azıcık
affedilmek arzunun olmadığı bir şarkı bilirim
Gözümde üşüyünce çekilir sularım masmavi
dalgasını yanaklarına bırakırım
ince bir nüktedir bu
anlayana kadar
ben mahşere varırım
Çirkin bir masal oldu dersin
içindeki kurbağa sensin
*
Mustafa Kemal Erdoğan