KIYAM DESTANI

– MEHMET OSMANOĞLU

Çanakkale şehitleri nezdinde tüm şehitlerimizin ve ecdadımızın aziz hatırasına

*

Nasıl bir imandır ki, ne ölçer kuvvetini

Bir avuç kahramana destanlar yazdıracak

Tarih hiç kaydetmedi Türk’ün esaretini

Hiçbir zaman sönmedi, alevlenen bu ocak

*

Bitkindi ve yoksuldu koca imparatorluk

Her köşesi zaruret ve yoklukla doluydu

Lâkin kanımız vardı karşılığı sonsuzluk

Muzaffer Kumandan’ın tek sermayesi buydu

*

Düşman bir ırktan değil onlarca millet idi

Kapkaranlık yüzleri geceden daha siyah

Havaya ve toprağa kesif bir koku sindi

Boğaz ufuklarında göründüler bir sabah

*

Kimi İngiliz idi, milliyetsiz kimisi

Geldiler çoğu ruhsuz, şuursuz bir yığınla

Gölge gibi süzülüp gece Nusret gemisi

Zaferin fitilini ateşledi mayınla

*

Çeyrek tonluk mermiyi bir çırpıda kaldırtan

Kim ne bilsin ne idi Koca Seyit Ali’ye

Nişan aldı Ocean’a, boğazda çalım satan

Âb-ı hayat oldu bu yorgun Çanakkale’ye

*

Denizden geçemeyip yürüdüler karadan

Hangi ufka bakılsa çakal sürüsü dolu

Bu bir kıyam savaşı çağrısı maveradan

Tek ses olup haykırdı dünyaya Gelibolu

*

Kumkale tepesinden saldırdılar ilk önce

Demir yumruk Mehmet’im karşıladı canhıraş

Kor göğsünde çelikten imanını görünce

Çil gibi dağıldılar dört bir yana pür telaş

*

Ötelere mıhlanmış çıngılı gözleriyle

Yüreklerinde alev vardı her Mehmet’imin

Kükrediler gökleri yırtan tekbirleriyle

Alınlarında remzi Türklük asaletinin

*

Çoğu ana kuzusu bıyıkları terleyen

Kınalı saçlarıyla vatanına adanmış

Bir kaplan edasıyla cephede ilerleyen

Dirilik uykusundan şehadete uyanmış

*

Siperler buram buram şehit kanı kokuyor

Her bir şehit ayakta, vatan diye sayıklar

Kızıl kıyamet sanki bu cephede kopuyor

Yükseliyor göklere perde perde çığlıklar

*

Bir toz bulutu indi semanın katlarından

Bu gelenler tanıdık alaca atlarıyla

Yankılandı sesleri Bedir’in sırtlarından

Çöktü düşman sathına nurdan kanatlarıyla

*

Kan gölü topraklara mavi göklerden vurdu

Hilâlin ve yıldızın göz kamaştıran şavkı

Şehit kokan bu bayrak cephelerde savruldu

Her yanda yankılandı hürriyet denen şarkı

*

Geri dursun dolunay ebediyyen hilâldir

Kan rengi bayrağıma gökten indirilen ay

Topyekün şehâdete müstesna bir misâldir

Tek neferi kalmayan elli yedinci alay

*

Hesap edilemeyen bir kara sevda idi

Vatana, al bayrağa ve dahi hürriyete

İkiyüz ellibin can tek bedene dizildi

Pervaz edip uçtular kutlu ebediyete

*

Ceddimin kanlarıyla sulanmış topraklarda

Maziden devşirilen  bu kaçıncı destandır

Ordusunu gözleyen komutan ufuklarda

Belki Fatih, Süleyman, belki de Alparslan’dır

*

Tarihler yazmayacak böylesine bir destan

Ne kulaklar duyacak ne de gözler görecek

Bir vatan toprağı ki her karışı kabristan

Alnından her şehidin, ay ve yıldız öpecek

*

Ödenen bedellerin mukaddes vatan için

Ey şehit oğlu şimdi sen de kıymetini bil

Dimdik doğrul ve şahlan o şanlı atan için

Başka değil, yalnızca Hakk’ın önünde eğil

*

Gördü ki bu zaferle cümle hasta ruhlular

Can çıkmayan hastaya zinhar kefen biçilmez

Dalga dalga yayıldı pırıltılı muştular

Kanla yazıldı göğe: “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ”

 

KIYAM DESTANI” için bir yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Facebook
Twitter
YouTube
Instagram