ATLAS AĞIDI

bilinmez nice vakit gözlemekte şehrini

sislenmiş gözleriyle dalmış atlas tepesi

mazisini arayan içli yakarışıyla

dualarını arşa salmış atlas tepesi

el etmekte yıllardır gelip geçen herkese

ne bir fark eden olur ne de bir kimse duyar

ne tür ağır yükleri nasıl yüklendi ise

vakti eritmek için takvim yaprağı sayar

yediler uykusunu yatırmış da göğsüne

zamanı bir şal gibi çağın üstüne çekmiş

sarmalanıp tarihin kadife örtüsüne

sanki bir yamacından yemliha gelecekmiş

terennüm edip durmuş kırılgan bir ezgiyi

titrek dudaklarıyla bir nakarat tutturmuş

yüzünde kadim kadar derinleşen çizgiyi

acı bir tebessümün yanağına kondurmuş

kalbini gün batımı kızıl ufka yaslayan

yangın yeri sinesi ıstırap ateşiyle

kime rast geldi ise eteğinde ağlayan

silmiş yanaklarını bir anne şefkatiyle

terkisinde elemler hayalinde bir serap

kızıl kan damlatıyor ta içinde bir sızı

zamanın rüzgârıyla bağı bostanı harap

yarı çıplak göğsünde cılız atıyor nabzı

kirli bir gök yankısı saçlarına vurunca

zehrini duman duman savurunca şehrine

nice haldesin diye hatırını sorunca

sicim gibi gözyaşı dökmüş cevap yerine

sessiz bir gölge gibi yakınlaşıyor biri

heybesinde kederi omuzunda ağır yük

taşımak ne mümkündür yaralı bir şairi

incelmiş bir yüreğin yükü ne kadar büyük

*

MEHMET OSMANOĞLU

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Pendik Escort Bayan Maltepe Escort Bayan Kartal Escort Bayan Kadıköy Escort Bayan Ataşehir Escort Bayan Ümraniye Escort Bayan Anadolu Yakası Escort Bayan Şişli Escort Bayan Mecidiyeköy Escort Bayan Taksim Escort Bayan Beşiktaş Escort Bayan Ataköy Escort Bayan Bakırköy Escort Bayan Bahçeşehir Escort Bayan Avcılar Escort Bayan Beylikdüzü Escort Bayan Şirinevler Escort Bayan İstanbul Escort Bayan Avrupa Yakası Escort Bayan
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram