– ERGÜN BİLGİ
*
bilmiyorsun kahve gözlüm
delice gülümseyişler dökülürdü gözlerimden
firuze akşamların arifesinde
farkında değildim
boyardım rüyalarımın her perdesini
su yeşiline
cam göbeğine
ve düşerdi buğulu bakışların suyun üstüne
bakışların akar, su kalırdı geriye
ne zamandır değmedi gözlerin
susamış gözlerime
gelmedin kahve gözlüm
yapayalnız dolandım irem bağlarında
ve ayak izlerinde munis bir kumrunun
farkında değildin
bağlar kurur izler kalırdı geriye
kahve ısmarlardım yıldızlara
gökyüzüne seni çizdiğim akşamlarda
vururdu kirpiklerin yüreğimden uçan turnaları
kör olduğum mehtaplarda
farkında değildin
turnalar ölür temrenler kalırdı geriye
uzaklar
ah uzaklar
bir yanım aksak
bir yanım sarsak
kuşlar
takının gümüş kanatlar
uçun siz
uçun uçabildiğiniz kadar
kuşlar uçar tuzaklar kalırdı geriye
uzaklar
ah uzaklar
sarsam bir kirmene bir el vursam
yahut dürsem kat kat
versem de ateşi ganj’a savursam
sonra yangınlar söksem zamanın bağrından
çıkarsam kör kuyulardan
yahut zindanlardan yusuf’u
vezüleyha’nın eline bir bıçak daha versem
sürsemnil’in üstüne ateş yüklü gemiler
söyle kahve gözlüm
ne değişir
nil akar ateşi kalırdı geriye
seni dokurdum ilmek ilmek gece mavisinde
şavkırdı sessiz gülüşün bedrin yüzünde
ve şarkılar söylerdim kaybolduğum gözlerinde
neyemen’den yakıcı türküler
ne de sürgünden devşirdiğim ezgiler
papatya hüzünlü besteler söylerdim
iğde kokulu gecelerde
farkında değildin
türküler susar sürgünler kalırdı geriye
seninle bir kahve içimi kadardı tüm servetim
ben yoktum
hiç de olmadım
ben sende değil ey sevgili
adına yaktığım sevdada kavruldum
farkında değildin kahve gözlüm
aşkın yakar külü kalırdı geriye
yıldızlara taşırdım seni her bakışımda
katman katman içimdeki basamaklardan
kucak kucak sevinçle çıksam da gökyüzüne
biliyorum
tükeneceğim bir kelebek ömründe
ve ölümünde suya düşen bir kar tanesinin
söyle kahve gözlüm!
bir yıldız kayması değil mi ömür dediğimiz an
bir çift göz değil mi bir kartalı bir güvercin kılan
yahut mecnun’u sahraya vuran
gül sensin bugün ey sevgili
yak
yak bülbülü yakabildiğin kadar
söz sultanı sensin bugün ey bülbül
yakar
yakar yakarabildiğin kadar
farkında değilsin kahve gözlüm
gözler söner bir gün sözler kalır geriye