Bir bakış uzattı sevdiceği kızın evine doğru. Hemen çekti gözlerini, başını önüne yıktı, derin sükûtun devamına bıraktı kendisini. Efkârlı tüten bakışları buğulandı. Kapanan kirpiklerinin
ÖYKÜ
BUGÜN GÜNLERDEN YAĞMUR
Bugün günlerden Yağmur. Biz, siz, sen, o, onlar yok. Vitrinde sadece “ben” tekil zamiri var iki tırnak arasında. Bugün şafak vaktinden, yarın tan yeri
SÜTÇÜ MİNİK VE BALKONCU KIZ
Küçük balkonun korkuluk demirini yalamak en büyük zevklerimden. Bütün çocuklar sokaktayken ben neden evdeyim anlamıyorum. Uysal bir kabullenişle içten içe isyanımı biriktiriyorum geleceğe. Sütçü
ZORAKİ PEHLİVAN
Kalaycı Hüseyin, dükkanın tahta darabasını gıcırtatarak açtı.İçerisi darmadağınıktı.Dükkanın toprak damını taşıyan ardıç mertekler, sisten ,dumandan simsiyah kirlenmişti..Yan duvarın toprak sıvası dökülmüş,kerpiçler erimeye başlamıştı. Yetim
BOŞLUK
Uğur DEMİRCAN * Yüzü şişmiş sanki. Çocukluğunda kardeşiyle oynadığı o amuda kalkma oyunundaki gibi, büyük bir basınç hissediyor başında. Bunun olacağını söylemişlerdi aslında, hatta
Şekerci Dede
Okuyacağınız öykü gerçektir. Bir güzel adamın, Şekerci Dede lakabını alarak ahiret yurduna göç eden bir faninin yaşamından kesitler içeren bir öyküdür anlatacağım. Yiğit lakabıyla anılırmış. Çok
SARI İNEK
– HARUN ÇİTİL * Ortaokul birinci sınıftaydım. Ağustos ayının son günleriydi. Camızlarımızı, öküzlerimizi, ineklerimizi yaymak için suyun kenarına, halk dilinde suyunkırağına, harmanların olmadığı çayırlık
VİCDANLARIN İFLASI
BENGÜL ALKAN * Etraf, gözün gördüğü yere kadar bembeyaz. Çok abartılı bu sene kış, boyumu geçti kar. Fırtına, tipi… Kar sabahlara kadar yağmayı alışkanlık
TAVİZ
– BENGÜL ALKAN * Telefonuna gelen mesaj uyarı sesiyle gecenin bir yarısı korku ve telaşla sıçrayarak uyandı derin uykusundan yaşlı adam. Bu saatte gelen
KABUL OLAN DUA
– BENGÜL ALKAN * Ben oldukça uslu bir çocuğum. Kardeşim ise ele avuca sığmaz bir yaramaz. Ben, yemeği iştahla yer ve herkesten önce bitiririm.