sırtımızdaki maddeden yorulduk bir nefes kadar dönerse dünya acının şubatı bir çadır kadardır çığlık saatleri yağmura tutunan gece dikenli tel gibi üstüne gerilir yeryüzü
ŞİİR
YÜZYILIN AĞIDI
Binboğa dağları’na kara dumanlar çöktü güneşi tutsak olmuş bir garip şafak söktü evlâtların ardından analar kan yaş döktü kirpikler tuz bağladı, sel oldu
YAŞ ERDİ ALTMIŞ ÜÇE[1]*
Yaş erdi altmış üçe, gözü yaşlı âhım var Defter-i âmâlimde[2] sayısız günâhım var. Aşk ile “Hû!..” demeden beyhûde geçti zaman, Tûl-i emel[3] peşinde nefs
ŞİİR ŞÖLENİNDE ŞAİRLERE PLAKET YAĞDI.
DÜŞEYAZ Dergisi,Kişisel ve Sosyal Gelişim Akademisi Derneği (KİSOSDER) işbirliği ile düzenlenen Ana Sponsorluğunu HOSPİTACAR Oto Ekpertizin ve RA Pozitif Danışmanlık’ın yaptığı deprem sonrası “Şiirle
Kahramanmaraş’ta Deprem Yaralarına Şiir Merhemi!
Kahramanmaraş’ta DÜŞEYAZ Edebiyat Dergisi tarafından “Şiirlerle İyileşiyoruz” temalı 2. Şiir Şöleni gerçekleştirildi. Önce ki gün Kahramanmaraş Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezinde düzenlenen Şiir Şölenine
Günah
Hangi geceye salsam düşlerimi, Hangi yunakta yıkasam günahlarımı, Çevirir yolumu yontu kuşları, Kırmızı bir sabaha uyanırım. Tül perdenin arkasından izlerim dünyayı, Bir çocuk masumiyetinde,
YENİDEN DOĞSAM
Yine ağlıyor gökyüzü yatağımda kıvrıldım anne karnındaki cenine öykünüp gecenin bilmem kaçıncı vakti yine başım tuttu Her seferinde “Nietzsche” düşüyor aklıma yüz yirmi bir
Son bahar ömrüme son kez mi geldin?
* Rüzgar saçlarımdan süzüp geçiyor Yağmur gözlerimden öpüp gidiyor Sararmış yapraklar elveda diyor Son bahar ömrüme son kez mi geldin ? * Kırmızı çiçekler
VARLIK PERDESİ
insan,isimsiz yaratılmış uğradığım her kapıdan koşmadım,koşmadım daha taraçalardan zahirim nazarı ibret ahirim dilin kalpten sıyrılması her insanın bir sıfatı her bedenin bir yükü olduğunu
Hüzün Baladı
nasıl gidilirse yanmaya yâre – yalvaç – nasıl gidilir açık yara ile yâre uyku sakla beni kaç asır ateşi üfledin ufkun ve utkun