gözü dönmüş araf’ın
toprak çağırır
pusulası yaşam ayarlı tekneleri
kaygısızca dönüp duran takvimler
aynaların ekseninde ırgalanır ömürler
günbegün azalır
ışık kuyularına açılan mevsimler
geceyi binlerce yerinden diler
pervazlara dolanan hüzünlü çiçekler
dönüp giderken arkasını
dilsiz hayatlar
sarsıntılı gölgelere dokunur
baharı yüklenen güneşli masallar
bütün rollerini bırakan döngü
ölümün nefesinde ilikler
menzilsiz yolculukları
yazgılara erken düşen
son virajlı kulvar
ardından irili ufaklı üç beş kaya taşı.
*
Gülçin Yağmur Akbulut