– HEYBET AKDOĞAN
*
bir giz doluydu yaşadıklarım
arsız gülüşleri mutluluk sanarak
ötesi berisi olmayan
vebalı günlerimdi geçip giden
inancım acıyordu
yazık sana diyordu
menzilini göremediğim bir ses
şimdi kulaklarımda asrıma müjde olan
şafağı doğmayacak rüyalar kurbanıydım
yanardağların usulluğuyla uyudu ömrüm
masallar efsaneler ülkesinde aldandı benliğim
hiçliğin boşluğunda sallanırken
varışı kaçınılmaz
mahşeri bir vahaydı düştüğüm yer
ummanlar kadar gözyaşlarımla
siyah bir aynada
kandil yakamozuymuş kalbim
sarhoş bakarken yıllar yılı dünyaya
göğsümde solmuş ayın rengi
karanlık gecelerin kahrında kaybetmişim
seher vakitlerini
topraktan damıtılmış
bir damla su olan özüm
ben üşüdüm
sen ayaz tuttun
cemresiz geçen bir ömürle
toktağan oldu kandıklarım