– İLKER GÜLBAHAR * sen de silkele gürbüz ağacı çocuk belki avucuna dua dökülür dudağının kenarında kurumuş çikolata izlerine aldırmadan her dilde sustuğun gibi
Yazar: İLKER GÜLBAHAR
ŞEHRİN PARKLARI
– İLKER GÜLBAHAR * seslenir birbirine geçmeli parke taşlar arasına sıkışmış çelimsiz imgeler ve ince işçilikli kuş havuzundan yabanıl gözlerin sarkması olasıdır ya da
D/ADALI ŞİİR
– İLKER GÜLBAHAR * dadacılar adalara dadanalı kendinden kurmalı topacım üşengeç istakozlar pişiriyorum sapan sandıktadır oysa gökçadırda yağmur arıyor nergis hu çekmekte maceraperest puhu
KORKARIM
– İLKER GÜLBAHAR * bir günden ötekine atlarken bensiz serçe insafsız avcıya yem olur diye korkarım göğsünde sakladığı gök mavisi dilekçe toprağa karışıp zem
SÜKÛT ŞEHRİ
– İLKER GÜLBAHAR * gönüllü hüzün mahkumuyum cezamı süreğen yazdılar zabıtlara kimse bilmek istemiyor niçin sızıyor düşümün lambalarından karanlıkla ve koğuş taşlarıyla konuşan ışık
ÇAĞ RAPORU
– İLKER GÜLBAHAR * beş felah serçesinin kanadını kırdılar yanağına işkence çizdiler türkistan’ın göğüs kafeslerinde “bir” sıkleti bosna’da beyaz kelebekler uçmuyor zühre kalbimi hilalin
EVRENSEL TÜRKÜ
– İLKER GÜLBAHAR * yaşam portresinin altında köşe taşına yaslanıp bir türkü söyleyip gidecektim bırakmadınız dilsizlere dil verin diyecektim hırka su ekmek ve tuz
GÜLÜ
– İLKER GÜLBAHAR * yediveren gibi dört mevsim açar gönül gergefinde işlersen gülü kuruyup dökülür kalınca naçar dikenine basıp taşlarsan gülü * ateş gibi
RENKLER
– İLKER GÜLBAHAR – güneşle bir başka ayla bir başka çeşit çeşit tonda görünür renkler ışıksız kalınca her bir mıntıka koyu karanlığa bürünür renkler
KÜÇÜREK ÖYKÜLER
-İlker Gülbahar * SATRANÇ OVASI’NDAKİ VEBAL İki şahın restleşmeleri neticesinde Karaşahlılar ve Beyazşahlılar Satranç Ovası’nda karşılaştılar, birbirlerine elçi gönderdiler. Barıştan yana olduklarını, Satranç Ovası’nın