– İLKER GÜLBAHAR * yutkununca gerindi gökyüzüne acı bir sirenin parmakları bilemedim kuşlar mı dokundu nefesine yoksa sesler miydi cebimde ağırlaşan ıslık sarındım boşluğa
Yazar: İLKER GÜLBAHAR
ŞADIRVAN HİKÂYESİNİN BAŞKİŞİLERİ
– İLKER GÜLBAHAR * Hayır, onunki ihmal değildi. Öyküyü yazmak için en uygun zamanı bekliyordu. Çünkü prematüre bir öyküyü kuvöze alıp yaşatmaya çalışmak gereğinden
İYİ BİR ŞEY
– İLKER GÜLBAHAR * Bir ses. Çikolata jelatininin avuçta buruşturulurken çıkardığı gibi bir ses. Tezgâhtarın yeni bir gömleği raflara yerleştirirken poşetinden gelen hışıltı gibi
ZEYTİN VE İNCİR
– İLKER GÜLBAHAR * sen de silkele gürbüz ağacı çocuk belki avucuna dua dökülür dudağının kenarında kurumuş çikolata izlerine aldırmadan her dilde sustuğun gibi
ŞEHRİN PARKLARI
– İLKER GÜLBAHAR * seslenir birbirine geçmeli parke taşlar arasına sıkışmış çelimsiz imgeler ve ince işçilikli kuş havuzundan yabanıl gözlerin sarkması olasıdır ya da
D/ADALI ŞİİR
– İLKER GÜLBAHAR * dadacılar adalara dadanalı kendinden kurmalı topacım üşengeç istakozlar pişiriyorum sapan sandıktadır oysa gökçadırda yağmur arıyor nergis hu çekmekte maceraperest puhu
KORKARIM
– İLKER GÜLBAHAR * bir günden ötekine atlarken bensiz serçe insafsız avcıya yem olur diye korkarım göğsünde sakladığı gök mavisi dilekçe toprağa karışıp zem
SÜKÛT ŞEHRİ
– İLKER GÜLBAHAR * gönüllü hüzün mahkumuyum cezamı süreğen yazdılar zabıtlara kimse bilmek istemiyor niçin sızıyor düşümün lambalarından karanlıkla ve koğuş taşlarıyla konuşan ışık
ÇAĞ RAPORU
– İLKER GÜLBAHAR * beş felah serçesinin kanadını kırdılar yanağına işkence çizdiler türkistan’ın göğüs kafeslerinde “bir” sıkleti bosna’da beyaz kelebekler uçmuyor zühre kalbimi hilalin
EVRENSEL TÜRKÜ
– İLKER GÜLBAHAR * yaşam portresinin altında köşe taşına yaslanıp bir türkü söyleyip gidecektim bırakmadınız dilsizlere dil verin diyecektim hırka su ekmek ve tuz