çok şey anlattın bana çok şey öğrettin hayat mektebinde yıllar gurbet oldu mutluluğu da tattın sevinci de acıyı da gönülce yazdın yüreğinin sesini anne oldun
ŞİİR
RUTİNİ BOZMAYAN DÜNYA
seviyor sevmiyor ile bilinen papatyalardan bir bardak bitki çayı sakinlik verir yoğun ve yorguna rutini bozmayan dünyaya alışan ruha ne demeli! benzerdi göksuyu ile
ARALIK BIRAK KAPINI BİR YÜREK YARISI KADAR
nedendir bu mezar burada hep kendine benzer oysa senden bana hatıra kalan bir avuç toprak bahçende yetişen bir akasya ağacı ve kavanozda bir tutam
PAPATYA
Gecenin kuytu karanlığında Sen miydin parlayan ayın ışığında Ay silinse yıldızlar düşse güneş doğmasa Yine de parlarsın değil mi ihtişamınla Bir sultanın, sultanının saçına
KAYIP
gül benizli bir gün terk edince güzelliğini şehrin damlarını usulca okşayarak, geceye çalmışlar düşlerini habersizce. asıp gecenin bağrına çığlını uykusuz kalmışsın. kanatların yorgun, ağır
MASUM DEĞİLİZ
masum değiliz hiçbirimiz bu karanlıklar kan kusan vahşi ağızlar katlin pususunu kuran dili tutuk bu zaman rahmetten vakitsiz kesilmiş asuman ey
UNUTMA BUNU
– Dilden dişten kesip tuttuğun mallar, Ziyan olur bir gün unutma bunu. Ömrünü yoluna serdiğin kullar, Düşman olur bir gün unutma bunu. – Arkası
GÜNEŞ GÜLÜMSESİN MEHTAP AĞLASIN!
zamanın bekçisi değilim isteyen istediğini yapar! yalnız hesap günü lanetimden korkun! acılarım büyüyor, çoğalıyor kalbimde yer kalmadı artık bıktım dünyanın ayıbını örtmekten!..
KARANLIK // TERSİ
hayallerim jiletin kenarına çizildi cevapsız çığlıklarda görüyor musun yalnızlık duvarlar arasında dans etti görüyor musun kimsenin saramayacağı yaralarla bir köşeye düşmüşüm burası karanlık karanlık
İNCİ MERCAN
bir dağ yumrusunca içimde taht kuran sevda hangi yurttan geldin can evime oturdun gelişinle başladı can özümde bir kavga umarsız bir aşkın önsözü ayrılığın